Kadınların İradelerini Savunmaya Devam Edeceğiz

 

Kadın özgürlükçü, toplumcu belediyeciliğin birçok alanda dünyadaki ilk örneklerini pratiğe geçiren belediyelerin nerdeyse tümü AKP-MHP faşist iktidarı tarafından son 8 yıllık süreçte peş peşe gasp edilerek erkek egemen iktidarın kendisini yeniden ürettiği birer rant alanına dönüştürüldü. Onlarca yıllık Kürt kadın mücadelesinin gücüyle inşa edilen kadın kazanımları gasp edildi; kadın danışma merkezleri ya kapatıldı ya da işlevsizleştirilip erkeklerin yönetimine verildi. Kadınların kendilerini güvende hissettiği kadın sığınakları kapatıldı ve kadınlar erkek şiddetine mahkûm edildi.

Kadını özne olarak görmeyen erkek egemen anlayışın yerel yönetimlerdeki tezahürü biz kadınlar için çok şey ifade ediyor; biliyoruz ki egemen sistemin türlü yöntemlerle işgal edip geliştiği yerde kadınların kendilerini var edecek, özgür ekonomilerini inşa edecek; kadın bilincine erişebilecekleri mekanizmalar tarumar ediliyor, kadınlar erkeklerin çizdiği sınırlarda geleneksel belediyecilik hizmetine terk ediliyor.

İktidarın ekonomik kriz, yoksulluk ve emek sömürüsüyle birlikte ve daha fazla derinleştirdiği savaş, şiddet ve kadın düşmanı politikalarına karşı 31 Mart’ta tüm kadınlar, yerel yönetim seçimlerine giderek mevcut kayyım gaspına karşı iradesini açığa çıkardı.
Kürt kadın mücadelesinin en temel kazanımı olan ve halklara büyük bir ilham olan eş başkanlık ve eşit temsiliyet fikriyatı, esas alınarak yüzlerce kadın seçimlere girdi ve kadınların bir özne olarak kendi politik temsiliyetini, özerk ekonomilerini, kültür, eğitim ve yerel demokrasi bağlamında birçok kolektif çalışmayı açığa çıkaracakları kadın özgürlükçü, toplumcu belediyecilik modelini yeniden inşa çalışmaları başlatıldı. Ancak erkek egemen iktidarının en temel korkusu olan kadın özgürlükçü yerel yönetim anlayışına karşı seçimlerden önce başlayan ve özel savaş politikası kapsamındaki saldırılar yerini bu kez Hakkari belediyesi gibi kayyım anlayışına; Batman İki köprü, Urfa Birecik ve son olarak da Ağrı Taşlıçay gibi kendilerini seçen başta kadınlar olmak üzere Kürdistan seçmenine ihanet pratikleri yaşanmıştır. Özellikle Taşlıçay Belediye Eş başkanlığını kabul ederek seçime giren ve zaman içerisinde iktidarın çağrısıyla ihanet çizgisini tercih eden şahsın kadın eş başkan Cemile Duman’ı yok sayan, kadın sistemimizi esas almayan, eş başkanımızı ve ailesini tehdit eden politikalar sergilenmiştir.

Bizler yıllardır ağır bedellerle bu kazanımları elde ettik. Tarihsel olarak erkeğin işbirlikçi, rantçı, çıkarcı gerçekliğini okuyan bir yerden mücadelemizi örgütleyip bu güne kadar getirdik. Gelinen aşamada açığa çıkan bu pratiklerin açık ya da örtük de olsa kimlere hizmet ettiğini çok iyi bilmekteyiz. İrademizi kayyumla gasp etmeye çalışanların bugün Kürt işbirlikçiler ile gayrı ahlaki pazarlıklarla “düşürüldüğünü” çok iyi bilmekteyiz. Bu korsan girişimlerin doğrudan adı kayyum olmasa da bu halktaki karşılığı elbetteki hırsız düzenin birer öznesi olan kayyumlar gibi değerlendirileceği açıktır. Kayyum figüranlığına bürünmüş ve de düşürülmüş bu şahısların elbetteki Kürdistan’ı sömürenlerle aynı aklı taşıdığı ortadadır. Ne egemenlerin ne de yerel işbirlikçilerin bu sömürü düzenindeki rolünü unutmayacağız.
Eş başkanlık sistemimizin maruz kaldığı bu saldırıların faşizme, cinsiyetçiliğe, tekçi, dinci bu düzene hizmet ettiğini çok iyi bilmekteyiz. Bundandır ki eş başkanlık sistemini mücadelemizden ve de haklı davamızdan aldığımız güç ile her zamankinden daha fazla örgütleyecek, işbirlikçi, kadın ve Kürt düşmanı bu düzene çomak sokmaya devam edeceğiz.

Kazanımlarımızı ucuz hesapların kurbanı etmedik, etmeyeceğiz de.
Kadın özgürlükçü yaşamı inşa ederken tüm kadınları iradelerini savunmaya ve iktidarın kadın düşmanı politikalarına karşı yan yana durmaya çağırıyoruz.

Tevgera Jinên Azad (TJA)

You may also like...