Basına ve Kamuoyuna
Yirmi birinci yüz yılda fakat halen ortaçağ karanlığında ısrar eden bir zihniyetle karşı karşıyayız. Demokrasinin, adaletin ve insanca yaşamın herhangi bir harfine bile tahammülü olmayan AKP-MHP faşist iktidarı her yeni bir güne hukuksuzlukta sınır tanımayan kararlarıyla imza atmaktadır. Bir bütün olarak tüm ülkeyi tecrit politikalarıyla nefessiz bırakarak, biat etmeyi dayatan iktidar, buna karşı direnen, mücadele eden tüm kesimleri yargı terörü ile saldırarak susturmaya çalışıyor.
İktidar, Kürtler başta olmak üzere, kadınlara, gençlere; tüm toplum üzerinde uyguladığı saldırgan politikasıyla zihniyetini her yeni hak ihlaliyle bir kez daha açığa çıkarırken dış politikada, diplomatik alanda ise ‘barış elçiliği, arabulucu’ gibi takındığı maskelerle ikiyüzlü bir politika uygulamakta ve dünya halklarını kandırdığını düşünmektedir. Biliyoruz ki Hitler benzeri bir düşman hukukuyla kadınlar başta olmak üzere halkımıza, annelerimize yönelik düşman hukuku uygulanıyor. Gizli tanık adı altındaki temelsiz suçlamalarla cezalar verilerek işkence alanlarına dönüştürdükleri zindanlarda tek ‘suçu’ onurlu bir barışı haykırmak olan annelerimiz esir tutulmaktadır.
Son olarak 81 yaşındaki Makbule Özer’in ertelenmiş cezasını tekrar gündeme getirilerek ATK’nin birçok hastalığına rağmen “cezaevinde kalabilir” raporu ile yeniden zindana gönderilmek istenmektedir. Kendi temel ihtiyaçlarını bile tek başına karşılayamayan Makbule annenin zindana gönderilmesi bile bile yaşam hakkını elinden almak demektir.
Kürdistan’da 40 yılı aşkın süredir devam eden savaşta biliyoruz ki en çok annelerimiz acı çekmiş devletin bin bir türlü şiddetine maruz kalmıştır. Ancak tüm saldıranlara karşı annelerimiz tek bir adım geri atmamış, sonuna kadar mücadele etmiş ve direnmiştir. Annelerimizin duruşu bu coğrafyada insanca yaşama dair umudu büyütmüş, adil ve özgür bir yaşam inancımızı her daim diri tutmuştur. İşte diri tutulan umuttan ve hakikate olan inançtan korkan iktidar her fırsatta saldırmıştır.
“Cenneti annelerin ayakları altında bulduk. Ben hep annemin ayağının altını öptüm. Çünkü orada cennet kokusu var.” diyen Erdoğan, söz konusu Kürtler ve Kürt anneler olunca en temel insani hakkı bile elinden almakta ve onlara yaşamı cehenneme çevirmekten geri durmamakta.
Bizler bu zulmün direnişle, mücadeleyle ve kararlılıkla bertaraf edileceğini biliyor; tüm kadınları ve demokrasi güçlerini Makbule anneye sahip çıkmaya çağırıyoruz.
Tevgera Jinên Azad (TJA)