YAŞASIN KADIN DAYANIŞMASI!

Bir kez daha 8 Mart’a yaklaşırken öfkemizle, isyanımızla sokakta buluşmaya devam ediyoruz. Bu yıl 8 Mart’ı kadına yönelik şiddetin ve katliamların her geçen gün arttığı, kadınların düşük ücretlerle ve güvencesiz çalışmak zorunda bırakıldıkları, savaşlarda şiddetin, yerinden etmenin, açlığın en büyük zorluklarına maruz kaldıkları, kadın işsizliğinin arttığı, göçmen kadınlara yönelik ırkçı saldırıların çoğaldığı koşullarda her gün çevremizi biraz daha kuşatan bu karanlığa karşı sözümüzü birlikte söylemek için geldik.
YAŞASIN ÖRGÜTLÜ MÜCADELEMİZ!
Pınar Gültekin Temmuz 2020’de katil Cemal Metin Avcı tarafından öldürüldü. Geçtiğimiz günlerde Pınar Gültekin’i öldüren Cemal Metin Avcı’ya verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla ilgili Yargıtay 1. Ceza Dairesi, “canavarca hisle öldürmek” suçunun oluşmadığı gerekçesiyle verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını bozdu, haksız tahrik indiriminin önünü açtı. Soruyoruz; Pınar’ın öldürülmesi planlı bir şekilde tasarlanmış ve işkence edilerek gerçekleşmiş bir cinayetin sonucuyken Cemal Metin Avcı’nın hangi davranışının “canavarca” olmadığına kanaat getirdiniz? Biz kadınlar hayattan koparılmış her kadın için nasıl öldürüldüğümüzü konuşurken sizi Pınar’ın planlayarak öldürülmediğine ikna eden deliller nelerdi? Fail erkekler için devreye sokulan bu cezasızlık politikalarını kabul etmiyoruz!
KORUMA, AKLAMA, FAİLLERİ YARGILA!
Bizler bu cezasızlık politikaları çok iyi tanıyoruz. Hiçbir caydırıcılığı olmayan ödül gibi cezalarla failler korunurken kadına yönelik şiddet teşvik ediliyor. 2024 yılında 394 kadın erkekler tarafından katledildi. İktidar ise kadın cinayetlerini durdurmak bir yana, cezasızlık politikalarıyla failleri daha da cesaretlendiriyor. Bizler o üzerinden kan damlayan adalet saraylarını; katilleri ödüllendiren düzmece mahkemeleri, failleri koruyanları, aklayanları, yargılamayanları biliyoruz. Kadına yönelik şiddeti önlemek, kadınlar için güvenli şehirleri, evleri inşa etmekle görevli devlet kurumları kolluğuyla, yargısıyla görevini yerine getirmezken yeni saldırılar için katillere cesaret veriyor. Her bir fail, gücünü daha önce cezalandırılmamış suçlardan, korunan katillerden, iyi hal indirimlerinden, haksız tahrik denilerek kadınların yaşam tarzlarının davalara konu olmasından, paketlerce çıkarılan aflardan, bir bütün olarak kadına yönelik şiddetin önünü açan cezasızlık politikalarından alıyor. Ama biz kadınlar bu düzene karşı ses çıkarmaya devam edeceğiz ve sizin erkek düzeninize itaat etmeyeceğiz!
SUSMUYORUZ, KORKMUYORUZ, İTAAT ETMİYORUZ!
Biz kadınlar en çok aile içinde öldürülürken, iktidar 2025 yılını “AİLE YILI” ilan ediyor. Kadınlar, ev içi rollere daha çok hapsedilmeye çalışılıyor, bir yandan ucuz emek gücü olarak piyasaya itilirken hem güvencesizleştiriliyoruz hem de “daha çok çocuk yapın” denilerek aile içinde rollerimiz pekiştiriliyor. Kadınları, yoksulluk, şiddet ve toplumsal cinsiyet rolleri üçgeninde sıkıştırmak istiyorlar.
AİLE DEĞİL KADINIZ, KADINLAR İSYANDAYIZ!
Ekonomik kriz giderek derinleşirken krizden en çok etkilenen biz kadınlar ve LGBT+lar oluyoruz. Krizde ilk işten çıkarılan, güvencesiz çalıştırılan, emeği görünmez kılınan bizler bu düzene artık yeter diyoruz. Kadın sağlığının en temel ihtiyaçları olan ped, hpv aşısı, tampon ve tüm hijyen ürünleri bizler için ulaşılamaz hale geldi. Bizlere ayrılmayan bütçeler ise savaş politikalarına ayrılıyor.
İktidar savaş politikalarıyla militarizm, milliyetçilik ve cinsiyetçilik ile kurulu bir yaşamı bizlere dayatıyor. Toplumsal olarak açığa çıkan öfke ırkçılığın teşvikiyle halklara yöneltiliyor, göçmen ve mülteci nefretiyle örtülmeye çalışılıyor. Savaşın karşısında özgür, eşit bir dünya için mücadele eden kadınlara biat ettirilmek isteniyor. Ama biz kadınlar barış için mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz!
KADIN DAYANIŞMASI SINIRLARI AŞIYOR!
YAŞASIN KADIN DAYANIŞMASI!
Biz kadınlar biliyoruz ki bizleri hapsetmeye çalıştıkları bu ölüm düzeninden ancak dayanışmayla, kadın mücadelesiyle çıkabiliriz. Çünkü biz kadınlar her zaman birbirimizin çaresi olduk. Katledilen her bir kadın için nasıl sokakları, meydanları doldurduysak, hayatlarımızı da yine biz kadınlar olarak hep birlikte savunmaya devam edeceğiz!
Bizler yaşamlarımızı çalanları, bizleri yoksullaştıranları, sömürenleri ve onların tüm politikalarını reddediyoruz. Biz kadınlar şiddetsiz ve sömürüsüz bir dünyayı el ele kuracağız.
Haklarımızı ve hayatlarımızı bizler savunacağız! Kadın dayanışmamız her geçen gün büyürken hayatlarımız, haklarımız için eşit ve özgür bir yaşamı kurmak için öfkemizle, isyanımızla, dayanışmamızla, mücadelemizle 8 Mart’ta Kadıköy’de eylemdeyiz!
KADINLAR SOKAĞA, EYLEME, ÖZGÜRLEŞMEYE!