Sevgili Kadınlar ve Değerli Basın Emekçileri;
İran ve mevcut kadın düşmanı rejimi, kadınlar için dünyanın en büyük hapishanesine dönüşmüşken Uluslararası Af Örgütü verilerine göre 2023 yılında idam edilen kişi sayısı 834 olmuştur. Özellikle 2022 yılına oranla idam sayısında %48 oranında bir artışın olduğu da bu raporda yer almıştır. Kürt kadınlarının Kürdistan’ın dört bir parçasında verdiği özgürlük ve eşitlik mücadelesi ezilen halklara ilham olmuşken İran rejimi Kürt düşmanı, Kadın düşmanı politikalarına ölüm sahasına çevirdiği hapishaneleri de eklemiştir.
Rejim, Kürtleri, kadınları ve muhalifleri idam ederek cezalandırmaya, bu insanlık suçunu işlemeye devam etmektedir. 2022 yılında İran’da “başörtüsünü İslami kurallara göre takmadığı” gerekçesiyle ‘ahlak polisleri’ tarafından katledilen Jina Amini’nin ardından Kürt kadınlarının JİN JIYAN AZADÎ şiarı bugün aynı zamanda ezilen tüm hakların da kurtuluş reçetesini içerisinde barındırırken, kadının özgür olmayacağı bir toplumun asla özgür olmayacağı hakikatini de göstermiştir. Kadın düşmanı politikalar üzerinden erkek egemen ideolojisini kurumsallaştıran İran rejimi; kadınlar başta olmak üzere özgürlük ve eşitlik talebini haykıran İran halklarını baskı altına almaya devam etmektedir. Kadınların en temel hak arayışını dahi en ağır cezalarla mahkûm ederken onları sindirmeye, derdest etmeye çalışmaktadır.
Son olarak yakın zamanda İran’da Kürt gazeteci ve kadın mücadelesi yürüten Peşxan Ezîzî’ye “İslam hükümetine karşı silahlı ayaklanma başlatan ve liderleri isyana karışan gruplara üyelik” iddiasıyla idam cezası verilmiştir. Başta kadınlar olmak üzere İran’da Kürt halkının ve kadınların yükselen ve sınırları aşan özgürlük mücadelesinden intikam alırcasına verilen idam cezaları ve infazları İran’ın toplumsal muhalefeti susturma aracı haline gelmiştir. Her gün yeni bir idam kararının alınması ya da uygulanan infazlar bunun kanıtı olmuştur. Bilindiği üzere “Tahran Kasabı” olarak anılan ve 1988 yılında İran’da binlerce kişinin idam edilmesinden sorumlu olan ve bu nedenle “ölüm komitesi”nde yer alan İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, yakın zamanda bir helikopter kazasıyla yaşamını yitirmiş ve İran yeniden yalnızca ‘erkeklerin’ birbiriyle yarıştığı bir ‘seçime’ girmiş ve bu seçimlerde kendini ‘reformist’ olarak tanımlayan Mesud Pezeşkiyan seçilmiştir.
Kadınlar olarak diyoruz ki en basit gerekçelerle idam edildiğimiz İran’da baskı, zulüm ve despotluğu bir yönetim biçimi olarak uygulayanların, eninde sonunda JIN JIYAN AZADÎ haykırışımız karşısında yenilecekleri muhakkaktır. Erkeklerin birbiriyle yarıştığı ‘demokratik(!)’ yarışın sonuçlarıyla seçilen ve rejim temsiliyetini devr alan yönetimden beklediğimiz kadınların özgürlük ve hak talebi karşısında evrensel hukuku uygulaması kadınlara yönelik baskılara bir an önce son vermesidir.
Biz kadınlar diyoruz ki Rojava’dan Başûr’a; Bakûr’dan Rojhilat’a bu yüzyılı erkek egemen anlayışa karşı diz çökmez, biat etmez kadınların yüzyılı yapacağız. Bizleri yüzlerce yıllık cezalarla, idam kararlarıyla boyun eğmeye, korku politikalarıyla köleleştirmeye çalışan erkek akla karşı mücadeleyi ancak sınırları aşarak, kimi zaman yıkarak büyüteceğiz.
JIN JIYAN AZADÎ!
TEVGERA JINEN AZAD (TJA)