Değerli Basın Emekçileri ve Kıymetli Halkımız!

 

Bugün 3. Dünya savaşı olarak adlandırdığımız süreçte kapitalist modernitenin çoklu krizleri yaşamın her alanında vücut buluyor. Dört parça Kürdistan’da yürütülen savaş ve saldırılar, Rusya- Ukrayna savaşı ve en son İsrail’in Filistin işgali 3. Dünya savaşını daha gözle görülür hale getirdi. Tüm bu savaşlarda milliyetçilik, mezhepçilik, cinsiyetçilik ve inanç sömürüsü, el ele vererek halklara ve kadınlara saldırıyor. Bugün tüm dünyanın gözü önünde Sömürgeci İsrail devleti kadın çocuk demeden on binlerce Filistinliyi katlediyor. Başta kadınlara ve çocuklara olmak üzere Filistin halkına uygulanan bu vahşeti lanetliyoruz. Filistinli kadınların direnişini dayanışma ruhuyla selamlıyoruz!

Kıymetli Halkımız,

Bugün dört parça Kürdistan’da egemen güçler Kürdistan halklarına yönelik saldırılarını sürdürüyor. Suriye rejimi ve bağlı çete grubu Difa el Watanî , 6 Ağustos’ta Kuzey ve Doğu Suriye Özerk yönetimine bağlı Dêrazor’da aralarında çocukların da bulunduğu 13 kişiyi katletti. Yapılan saldırıda 12 kişi ise yaralandı. Biz biliyoruz ki aslında hedefte olan Rojava Kadın Devrimi’dir. Kadın Devrimi ile yaşamsallaşan halkların ortak yaşam iradesidir. Jin Jiyan Azadî felsefesiyle inşa edilen yeni yaşama saldırılarının nedeni korkudur. Çünkü demokratik ve barış içinde bir yaşam, sömürgeci, erkek egemen ulus devlet aklın kodlarında yoktur.

Öte yandan Türkiye’de, AKP-MHP rejimi Kürt halkının diline, halayına, kıyafetine, bir bütün olarak kültürüne saldırmaktadır. Son olarak Esenyurt’ta bir düğün basılarak sanatçılar ve düğün sahipleri gözaltına alındı. Buradan sesleniyoruz; hiçbir güç bizi özgür halayımızdan, dilimizden ve zılgıtımızdan alıkoyamaz!

Değerli Kadınlar,

Kürt düşmanı AKP-MHP rejimi Türkiye’de bunu yaparken Ortadoğu’da kirli ittifaklar ve işbirliği ile Kürdistan halklarının ve kadınlarının kazanımlarına el koymak istiyor. KDP bugün AKP-MHP rejimi ile işbirliği yaparak Kürtlere yapılan saldırıları organize ediyor. İhanetçi KDP bugün Êzidîler için bir tehdit oluşturuyor. Erdoğan’ın Irak ziyaretinden sonra Irak Yüksek Yargı Konseyi, Êzidî Özgürlük ve Demokrasi Partisi (PADÊ), Tevgera Azadi ya Civaka Kurdistanê (Kurdistan Özgürlük Hareketi) ve Demokratik Mücadele Cephesi Partisi hakkında kapatılma kararı verdi. Bir taraftan Kürtlerin demokratik siyaset yapmaları bu şekilde engellenmeye çalışılıyor. Bir tarfatn da PADÊ kapatılarak Şengal’in özerkliği ortadan kaldırılmaya çalışılıyor. Ferman’ın 10’uncu yıl dönümünde PADÊ hakkında kapatılma kararının alınması tesadüfi değildir. Karar, Êzidî toplumunun inancını ve iradesini yok sayma ve DAİŞ saldırılarının devam edeceği anlamına gelmektedir.

Değerli halkımız,

KDP bundan 10 yıl önce Şengal’i ve Êzidî toplumunu karanlık çete DAİŞ’e deyim yerindeyse teslim etmişti.Bu hala hafızalarımızda. Tarih boyunca 73 fermana maruz bırakılan Êzidî halkı, 3 Ağustos 2014’te DAİŞ çetelerinin Şengal’e saldırmasıyla tarihin en büyük soykırımlarından birine daha maruz kaldı. Bu kıyım sonrası binlerce Êzidî öldürüldü, binlerce Êzidî zorla alıkonuldu ve yüz binlerce Êzidî zorla topraklarından edildi. Êzidîler 74’üncü fermanla sadece yakın tarihin en kanlı katliamıyla karşı karşıya kalmadı, aynı zamanda dünyanın gözü önünde büyük bir kadın-kırım yaşadı. Biz biliyoruz ki erkek egemen ulus devlet zihniyeti, kendisini kadın bedenini, kimliğini, inancını bir savaş sahnesine çevirerek tahkim eder. Karanlık DAİŞ çetelerince bu pratik Şengal’de ne yazık ki vücut buldu. En az 7 bin kadın ve çocuk, DAİŞ tarafından kaçırılarak zorla alıkonuldu. Bugün hala binlerce Êzidî kadın ve çocuğun akıbeti bilinmemektedir. DAİŞ özellikle Êzidî kadın ve çocukları “savaş ganimeti” olarak esir aldı, sistematik tecavüze maruz bıraktı. Êzidî çocuklar ve kadınlar din değiştirmeye zorlandı ve köle pazarlarında satıldı. Binlerce Êzidî çocuk asimile edildi.

Değerli kadınlar,

DAİŞ’le ilişkileri birçok defa kayıt altına alınan, ticari ilişkileri ortaya çıkan Kürt düşmanlığını temel politika olarak benimseyen AKP-MHP rejimi yıllardır Şengal’e dönük işgal saldırılarıyla katliam politikasını sürdürüyor. Şengal’de yapılmak istenen ve bugün hala çeşitli yönleri ile devam eden saldırı konsepti, Êzidîliğin dayandığı on binlerce yıllık toplumsallığın kök hücresinin, yaşam kültürünün ve geleneğin imhası üzerinedir. AKP-MHP’nin parçası olduğu bölgedeki Kürt düşmanı rejimler ve emperyalist güçler bugün fiziki soykırımın dışında kalan Êzidîleri kültürel soykırım cenderesinde teslim almaya çalışmaktadır. Bu güçler Êzidîlerin iradelerini ve Şengal’deki yönetim mekanizmalarını yok etme, itaat ettirme, yerleşim yerlerinden sürme, Êzidî inancını asimile ederek yok etmeyi hedeflemektedir. Bu düşmanlık döngüsünü sürdürerek soykırımı çok yönlü ve çok amaçlı sürdürmektedir.

10 yıl önce Êzidî soykırımına zemin hazırlayan KDP bugün kamplarda kalan yüz binlerce Êzidîyi topraklarından göçertmenin derdinde. Bölgeyi Êzidîsizleştirmenin derdinde. KDP’nin kontrolündeki kamplarda kalan Êzidîler, kendilerine yönelik bir saldırı organize edilmeye çalışıldığı endişesiyle Şengal’e geri dönmeye çalışıyor. Êzidîler Zaxo’da camilerde verilen fetvalarla  yeni bir soykırımın hedefi haline getiriliyor.

Buradan KDP’ye sesleniyoruz: Êzidîlere yönelik giriştiğiniz kirli oyundan derhal vazgeçin! Öncelikle tüm dünyanın gözleri önünde kaderlerine terk ettiğiniz Êzidîlerin uğramış oldukları soykırımın hesabını verin! Günübirlik hanedan çıkarlarınız uğruna ihanetçi duruşunuzu biz kadınlar unutmayacak. Olası yeni bir fermanın müsebbibi sizsiniz!

Bugün eğer kadim hakikatine sahip çıkan ve yüzünü özgür geleceğe dönen kadınların öncülüğünde  Êzidî toplumu korunup savunuluyorsa, Jin Jiyan azadî felsefesiyle yeni bir yaşam ısrarından vazgeçilmiyorsa, savaş ısrarına cevapları barışsa sonunuz yakındır demektir. Bizler Êzidîlerin kendi topraklarında özgürce ve barış içinde yaşama haklarını savunmaya devam edeceğiz. Başta kadınlar olmak üzere tüm dünya halklarını Êzidîlerle dayanışmaya davet ediyoruz!

Tevgera Jinên Azad (TJA)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

You may also like...