1890’lı yıllarda bir İngiliz kolonisi olan Yeni Zelanda, kadınlara seçme (oy) hakkının verildiği ilk ülkedir.
1890’lı yıllarda bir İngiliz kolonisi olan Yeni Zelanda, kadınlara seçme (oy) hakkının verildiği ilk ülkedir. Bu hak, adaya İngiltere’den göç eden Kate Sheppard’ın diğer kadınlarla birlikte yürüttüğü mücadelenin sonucunda elde edilmiştir. Kadınların yaptığı gizli toplantılar, ülkede kadın hareketini yükselten en önemli adım oldu. Bu gizli toplantılar zamanla halka açık yapılmaya başlandı. Çeşitli yazılar ve direnişlerle ülkede ses buldu.
Kate Sheppard’ın önderliğini yaptığı WCTU (Women’s Christian Temperance Union) kadınların oy hakkı için broşürler hazırlayıp, dağıttı. Defalarca Temsilciler Meclisi’ne gidildi ve kimi Meclis üyelerinin desteği kazanıldı. İmzalar toplandı. 9 bin kişinin imzaladığı ilk dilekçe, 14 Ağustos 1891 tarihinde Temsilciler Meclisi’ne verildi. Ancak öneri yeterli desteği bulamadı ve kadınlara oy hakkı kabul edilmedi. İkinci dilekçe 1893 yılında 25 bin imzayla verildi. Yetişkin kadın nüfusun dörtte birinin imzaladığı dilekçeler birbiri üzerine eklenerek 250 metre uzunluğunda bir rulo haline getirildi ve Temsilciler Meclisi’ne iletildi. Kadınların seçme hakkı Meclis’te yapılan oylamada nihayet kabul gördü. Yeni Zelanda, 19 Eylül 1893’te, tüm kadınlara parlamento seçimlerinde oy kullanma hakkını veren ilk ülke oldu. 1919’da kadınlar seçilme hakkını da elde ettiler.
İngiltere Sarayı’ndan gelen izin ve valinin vermiş olduğu resmi kararla birlikte, kadınlar yapılan ilk seçimlerde seçmen olarak sandığa gitti ve bu karar tüm dünyada kadın hakları temsilcilerini harekete geçirdi. Bu çalışmaların öncüsü Kate Sheppard’a Kraliyet Madalyası verildi. Günümüzde 10 dolarlık Yeni Zelanda banknotunun üzerinde resmi bulunmaktadır